Yapay Zeka ve Hukuk

 
            YAPAY ZEKA VE HUKUK
                                     
                                                                                                        YAZAR: Betül AVCI
                                                                                      SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

GİRİŞ

   Sevgili okurlar, gelişen teknoloji ile birlikte dünya bir çağı daha geride bırakmış ve yeni çağın beraberinde getirmiş olduğu teknolojiyi ve bilimi harmanlayan bilişim sistemlerine büyük yatırımlar yapmıştır. Fakat bilindiği üzere teknoloji ve bilim sürekli kendini yenileyen dinamik alanlardır. Bu dinamiklik, robotbilimini ve yapay zekayı görünür kılmıştır. Peki, yapay zeka nedir? Hukuk açısından yapay zekayı hangi hukuki statüde değerlendirmeliyiz? Yapay zekanın haksız fiillerinden doğan hukuki sorumlulukları ne durumdadır? Eğer yapay zeka bir suç işlerse cezai sorumluluğu nasıl olur? Yapay zeka hukukundaki güncel tartışmalar nelerdir? İşte sevgili okurlar, bu yazıda tüm bu sorulara birlikte cevaplar arayacağız.



YAPAY ZEKA NEDİR?

   1956 yılında Amerikalı bir bilgisayar bilimci tarafından türetilen ve bilgisayar biliminin bir alt dalı olan yapay zeka, bir bilgisayarın ya da bilgisayar kontrolündeki bir robotun birtakım faaliyetleri tıpkı bir insan gibi makine öğrenimi ve derin öğrenme özelliklerini kullanarak yerine getirmesidir.

   Yapay zeka, makine öğrenimi sayesinde yüzlerce örneği inceleyerek bir algoritma geliştirmekte ve insanlar gibi deneyimlediklerinden öğrenmektedir. Derin öğrenme sayesinde ise de daha kapsamlı sorunları big data dediğimiz büyük veri ile ilişkilendirerek çözmektedir.

YAPAY ZEKANIN HUKUKİ STATÜSÜ

   Öncelikle akıllara gelen bir soruyu dile getirelim: Hukukçular için yapay zekanın hukuki statüsü neden bir sorun oluşturmaktadır? İçinde olduğumuz çağ ile birlikte insanlar, bir şekilde yapay zeka ile etkileşim halindedir. Nasıl mı? Askeri alanda kullanılan insansız hava araçları, otonom sürüş sistemine sahip araçlar, sağlık alanında kullanılan hemşire robot Moxi ya da birçoğumuzun etkileşim halinde olduğu Siri ve Alexa… Görüldüğü üzere yapay zeka bir şekilde hayatımızda yer etmiştir. İşte insanlar, bu yapay zeka kaynaklı birtakım zararlara uğradıkça hukuka başvurmuştur fakat meydana gelen zararların çözüme kavuşturulması noktasında mevcut hukuk normlarının yetersiz kalması dolayısıyla akıllara yapay zekanın hukuki statüsü sorunu gelmiştir.

   4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre Türk hukuk sisteminde iki tür kişilik benimsenmiştir. Bunlar gerçek kişilik ve tüzel kişiliktir. Gerçek kişiler tam ve sağ doğmak koşuluyla kişilik sıfatını kazanan ve insanların haiz olduğu kişiliktir. Tüzel kişiler ise insanların dışında kalarak kendilerine varsayımsal bir kişilik tanınmış ve belirli bir amaca yönelmiş olan kişi ve mal topluluklarıdır.

   Hukuk disiplinleri arasında bir şeyin cezai ya da hukuki sorumluluğundan bahsedebilmek için ise öncelikli olarak o şeyin hukuki anlamda hak ve fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 9. maddesine göre kişiler, kendi iradi davranışlarıyla hukuki bir sonuç meydana getirebilmekte ve kendi fiilleriyle hak ve borç sahibi olabilmektedirler. Fiil ehliyetinin şartları ise; ayırt etme kudretine sahip olmak, ergin olmak ve kısıtlı olmamaktır.

   Günümüz için Avrupa Komisyonu’nun 19.02.2020 tarihinde yaptığı açıklamalar göz önüne alındığında ise yapay zekaya ilişkin hak ve sorumluluklar, “Elektronik Kişilik” bağlamında detaylandırılmış ve yapay zeka haklarına ilişkin yönetmelikler hazırlanılmıştır. Bu gelişmeler yönünden yapay zekaya bir tüzel kişilik verilmesi ve yapay zekaların kullanımından kaynaklı oluşan zararlara ilişkin yapılan hukuki yargılamalarda hem davalı hem de davacı sıfatı ile dava ehliyetine haiz olabilecekleri ortaya konulmuş ve böylece haksız fiile dayanan cezai sorumluluklarının açık bir şekilde belirlenebilmesi hedeflenmiştir. Yani yapay zekaya tanınan tüzel kişilik, hesap verilebilir ve şeffaf nitelikte olmalıdır.


YAPAY ZEKA HUKUKİ SORUMLULUĞU

   Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu uyarınca; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille bir başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Türk Borçlar Kanunu madde 49 ve devamındaki haksız fiil hükümlerinin lafzına bakıldığında; kanun koyucu, burada bir insan fiiline sonuç bağlamıştır ve ayırt etme gücüne haiz insanların fiillerini gerçekleştirirken aranan kusur unsurunu aramıştır. Dolayısıyla yapay zekanın hukuki sorumluluğuna ilişkin olarak haksız fiil hükümlerinin uygulanması elverişli değildir. Çünkü yapay zekalar, kendilerine önceden öğretilmiş olan konularda algoritma geliştirdikleri için tam anlamıyla bir irade özgürlüğüne sahip değildirler ve kusur isnadı mümkün değildir.

   Öyleyse yapay zekaya ilişkin hukuki sorumluluk, ancak üretim veya kullanım aşamasındaki bir aksaklıktan kaynaklanacaktır ve burada söz konusu sorumluluk yapay zekanın kendisinden değil de üreticisinden, programlayıcısından, tasarlayıcısından veya kullanıcısından ileri gelecektir. Söz konusu kişilerin hukuki kişiliğe haiz olması dolayısıyla da meydana gelen zarar açısından bu kişilere başvurulmasında herhangi bir sakınca yoktur.

Yapay zekanın haksız fiil sorumluluğu olmadığı gibi fiil ehliyetine haiz olmadığı için sözleşmeden doğan sorumlulukları da yoktur.

YAPAY ZEKANIN CEZAİ SORUMLULUĞU

   Yapay zeka; hukuk, sağlık, askeri vb. birçok alanla temas halindedir. Peki, yapay zeka temas halinde olduğu bütün bu alanlarda son derece kusursuz mu işlemektedir? Otonom sürüş sistemine sahip araçlarda Tesla gibi kendinden söz ettiren diğer bir şirket olan Uber, 2018 yılında ABD’nin Arizona Eyaletinde bir kazaya karışmıştır. Yapay zeka ile kontrol edilen test aracı, bisikletiyle karşıdan karşıya geçmekte olan bir kadına çarparak hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Bu kazadan sonra yapay zekanın sebep olduğu zararın cezai boyutu gündeme gelmiştir.

   Ceza hukukunun öngördüğü yaptırımların amacı; kefaret, caydırıcılık ve ıslahtır. Suç işleyen kişinin yaptırım sonucunda topluma geri kazandırılması hedeflenmektedir. Pekala, yapay zekaların insanlar gibi ayırt etme gücüne haiz olmadıklarına, idrak kuvvetlerinin bulunmadığına yukarıda değinmiştik. Öyleyse bir yapay zekaya cezai yaptırım uygulamak ceza hukukunun amacına ne kadar hizmet edecektir?

   Yapay zekalar programlanmalarına göre üreticisinin ve yazılımcısının iradesini yerine getirdiği için otonom bir araç niteliğindedir. Bu nedenle eğer yapay zekanın yazılımında bir hata söz konusu ise programlayıcısının cezai sorumluluğu gündeme gelmektedir. Fakat yazılımdan kaynaklanan bir hata yoksa yapay zekayı yönlendiren, emir veren kişinin cezai sorumluluğundan bahsedilmektedir. Dolayısıyla yapay zekanın cezai sorumluluğu söz konusu olduğunda ilk gidilecek kişiler; programlayıcısı, üreticisi ve kullanıcısıdır.

SONUÇ

   Sevgili okurlar, teknoloji her geçen gün ilerlemekte ve bizleri de beraberinde götürmektedir. Yıllar önce imkansız görünen teknolojik gelişmeler, günümüz için mümkündür ve hatta birer sorun teşkil etmeye bile başlamıştır. Tıpkı yıllar öncesinin uçuk kaçık hayali yapay zekalar gibi…

   Yazının başından beri değindiğimiz gibi yapay zekalar şuan ayırt etme kudretine haiz olmasalar bile teknolojik gelişmeler çerçevesinde yapay zeka robotlarının adeta insanlar gibi önyargılara sahip olmaları, kendi iradesiyle kararlar almaları ve bu kararları uygulamaları ve daha birçok şeyi yapabilmeleri mümkün hale gelebileceği kuşkusuzdur. İşbu teknolojik gelişmeler ile birlikte yapay zekanın insana has özelliklere sahip olması halinde Türk Medeni Kanunu’nda tanımlanmış olan kişiliğe haiz olabileceklerdir. Fakat ceza hukuku bakımından yapay zekanın hukuk normlarının bir nesnesi değil de öznesi olması halinde, suç işlenmesi varsayımında söz konusu yapay zeka robotlarını geliştiren kişilerin, yapay zeka davranışlarından sorumlu tutulması hukuki olarak hakkaniyete uygun düşmeyecektir.

   Öyleyse ilerleyen yıllarda gerek Türk Medeni Kanunu’nda ve gerekse de ceza kanunlarında yapay zekanın yapabileceği işlemlerin sınırlarının çizilmesi ve genişletilmesi ve fiil ehliyeti ifadesinin yeni bir tanımının yapılarak hukuki sorumluluğun sınırlarının açık ve anlaşılır bir şekilde ortaya konulması önem arz etmektedir.

KAYNAKÇA:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/775111

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/980798

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1474114

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/875909

http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2020-147-1909

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/981809

https://www.kilinclaw.com.tr/robotik-sistemlerin-e-kisilikleri-hukuki-sorumluluklari/

https://robotic.legal/wp-content/uploads/2020/05/YAPAY_ZEKANIN_CEZA_MUHAKEMESINDEKI_ROLU.pdf

https://www.istanbulbarosu.org.tr/files/docs/Yapay_Zeka_Caginda_Hukuk2019.pdf

https://www.researchgate.net/publication/323292529_Yapay_Zeka_Nedir

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1139253



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuk Hakları ve Günümüzdeki İhlalleri

Düşünce Özgürlüğü

Türkiye'de Göçmen Kadınlar