Düşünce Özgürlüğü

 Düşünce Özgürlüğü

İnsanlık tarihin başından itibaren gelen bir tartışma: Düşüncemiz özgür mü olmalı?

Tarihte bu soru herkesin kafasını karıştırmış, Nicolaus Copernicus’un düşüncelerini söylemesini geciktirmiş, Dünya dönüyor diyen Galileo’nun yakılarak can vermesine ve Sokrates’i baldıran otu ile zehirlenmesine neden olmuştur.

Peki, insanoğlunun düşüncelerini söylemek için savaştığı, bu kadar emek verdiği şey nedir?

Düşünce özgürlüğü nedir?

Düşünce özgürlüğü, başka bir deyişle İfade özgürlüğü demokrasinin temel ilkesidir. Kimsenin bir müdahalesi olmadan her insan düşünmekte özgürdür ve bu hakka sahiptir.

Her çeşit bilgi ve fikir, ülke sınırlarına bağlı olmaksızın, sözle veya yazıyla iletmeyi içererek, her kategoride, fikirde ve sanatta, araştırma ve elde etmede özgürdür. Diğer bir tanımla düşünce özgürlüğü, insanın karşılaştığı bütün sorunlara vermek istediği yanıtları kendi kendine seçebilmesi ya da şahsen hazırlayabilmesi, bireysel ve sosyal davranışlarını da bu yanıtlara uydurabilmesi olanağıdır.

Düşüncenin açığa vurulması ve nasıl açıklanacağı konusu geçmişte olduğu gibi, bugün de hukukun düzenlemek durumunda olduğu başlıca konulardan biridir. Anayasacılık düşüncesinin gelişimiyle birlikte devletin müdahale alanı dışında tutulmaya çalışılan düşünce özgürlüğü, anayasalarda ve hak bildirilerinde yer almaya başlamıştır.

 


1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Milletler Arası Antlaşma, Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası belgelerde ve İslam Hukuku’nda düşünce özgürlüğü önemle düzenlenmiştir. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, AİHS 9. Maddenin özünde bulunan değerlerin önemini güçlü bir şekilde dile getirmektedir.

3 Eylül 1791 tarihli Fransız ‘’İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi, “Hiç kimse, dini de olsa fikirleri yüzünden, ifadeleri, kanunla kurulan kamu düzenini ihlal etmediği sürece kınanamaz” demek suretiyle, düşüncenin başkalarına özgürce açıklanması ve aktarılmasının, insanların en değerli haklarından biri olduğunu belirtmiştir.

AİHS düşünce özgürlüğü ilkesine 9. maddede şu şekilde yer vermiştir:

“1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile açık ve ya özel biçimde ibadet, öğretim, uygulama ve tören yapmak suretiyle tek başına veya toplu olarak dinini ve inancını açıklama özgürlüğünü de içerir.”

“2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, demokratik bir toplumda ancak kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlığın veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olan tedbirlerle ve kanunla sınırlanabilir.”

T.C. Anayasası

Madde 26/1: "Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestcliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir."

Düşünce özgürlüğü neden bu kadar önemli?

Descartes’in dediği gibi “Düşünüyorum, öyleyse varım”. İnsanlar düşündükçe var olur. Düşünce, insanı diğer canlılardan ayıran bir yeti, bir melekedir. İnsan sürekli araştıran, varlığını sorgulayan, çevresindeki olguları gözlemleyen ve bunlar hakkında bir çıkarım yaparak hayatını anlamlandırmaya çalışan bir canlıdır. Düşüncelerimiz kendiliğinden oluşmaz; onu büyük ölçüde dış etkenler, toplumun yapısı, ekonomik koşullar, kültürel miraslar etkiler ve oluşturur.

Düşünce özgürlüğünün en önemli özgürlüklerden biri olmasının sebebi de İnsanlar; düşündüklerini hiçbir korkuya kapılmadan açıkça söyleyebilmeleri durumunda, insan olduklarını hissedecek olmalarıdır.

Düşünce suç olmaz, ya olursa eğer, en büyük düşünce suçu, düşüncenin suç olabileceğini düşünmektir.

Sabahattin Eyüboğlu

 


Orta Çağda Düşünce Özgürlüğü

Düşünce özgürlüğünün şu an bu kadar önemli olmasının sebeplerinden biri de Orta Çağ Avrupa’sıdır. O zamanlar Avrupa’da düşüncelerin hiçbir öneme sahip olmadığı dinin bilimi ve yenilikçi fikirleri yok saydığı bir dönemdi. İnsan aklı zincire vurulmuş, düşünce köle yapılmış ve dolayısıyla bilimde gelişme yaşanamamıştır. Martin Luther ve düşünce arkadaşları bu durumdan etkilenerek reform hareketini başlatıp Düşünce Özgürlüğünün önünü açmış oldular…

Martin Luther, 31 Ekim 1517'de Wittenberg Kalesi Kilisesi'nin kapısına bu affedilme sertifikalarına karşı fikirlerini içeren; 95 maddeden oluşan bildiriyi asarak Protestan Reformu hareketini resmen başlattı.

 

Düşünce Özgürlüğü Sınırları

Düşünce hürriyeti sınırsız bir hürriyettir ve insan kafasının içinde kalan düşünceler cezalandırılamaz. Ancak, “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” sınırsız bir hürriyet olamaz. Çünkü bu hürriyetin sınırsız olarak kullanılması başka insanlara zarar verebilir. Özetle bir şeyi düşünmek suç teşkil etmez; ancak düşünülen şeyin açıklanması durumuna göre suç teşkil edebilir.

 

 

“Düşünce özgürlüğünden yoksun olmak, düşündüğünü söyleyememek değil hiç düşünememiş olmaktır.”

Jean Paul Sartre

Küçük bir alıntı

"Senin suçun ne?" diye sordu, Winston. "Düşünce suçu!" dedi Parsons, ağlamaklı bir sesle. Sesinin tonu, suçunu kabullenişini; ama böyle bir suçlamanın kendisine doğrultulmasından duyduğu dehşeti göstermekteydi. Winston'ın karşısında durdu, istekle konuşmaya başladı; "Beni vurmazlar, değil mi, ahbap? Eğer bir şey yapmamışsan, suçun düşüncede kalmışsa seni öldürmezler, değil mi?.. Adaletli yargıladıklarını biliyorum. Onlara bu konuda güveniyorum. İyi bir geçmişim var, değil mi? Nasıl bir adam olduğumu sen bilirsin. Parti için elimden geleni ardıma koymadım, değil mi? Belki beş yılla kurtulurum, ne dersin? Belki de on yılla? Benim gibi bir adamın, çalışma kampında da Partiye yararı dokunur, değil mi? Bir kez raydan çıktım diye beni öldürmezler, değil mi?"

"Suçlu musun?" diye sordu Winston. "Elbette, suçluyum!" dedi, Parsons. Köleye yakışır bir tutumla tele ekrana baktı, "Parti hiç suçsuz bir adamı tutuklar mı sanıyorsun!"  "Düşünce suçu en berbat şeydir, ahbap," dedi, duygulu bir biçimde. "Sinsidir. İnsanı, farkına bile varmadan, pençesine düşürür. Beni ne zaman yakaladı biliyor musun? Uykumda! Evet, böyle oldu. Ben orada elimden geleni yapıp çalışırken, kafamda kötü şeylerin olduğunu bilmezken... Düşlerimde konuşmaya başlamışım. Ne söylemişim biliyor musun?" Sağlıksal bir nedenle açık bir şey söylemek zorunda kalmış birinin tutumuyla sesini alçaktı: "Kahrolsun Büyük Birader! Evet, böyle söylemişim. Defalarca yinelemişim. Aramızda kalsın, ama daha ileri gitmeden beni yakaladıklarına çok sevindim. Yargıç karşısına çıkınca ne diyeceğim, biliyor musun? 'Teşekkür ederim,' diyeceğim, 'çok geç olmadan beni kurtardığınız için çok teşekkür ederim."' "Seni kim ele verdi?" diye sordu Winston. "Benim küçük kız," dedi, Parsons. Gurur duyuyor gibiydi. "Kapı deliğinden dinlemiş. Söylediklerimi işitince, ertesi gün beni nöbetçilere ihbar etmiş. Ne akıllı yumurcak, değil mi? Onu suçlamıyorum. Tersine, onunla gurur duyuyorum. Onu iyi yetiştirmiş olduğumu gösteriyor.

George Orwell-1984 

(Telif Konusunda: https://kayiprihtim.com/haberler/edebiyat/george-orwell-telifi-ne-zaman-dusuyor/ 1 Ocak 2021 tarihinde telifi düşmüştür.

Kaynaklar

https://turuz.com/storage/her_konu-2017/1751-Bin_Dokuz_Yuz_Seksen_Dort-1984-George_Orwell-Celal_Uster-2017-234s.pdf

https://tr.wikipedia.org/wiki/Martin_Luther

https://barandogan.av.tr/blog/bireysel-basvuru/dusunce-ve-ifade-ozgurlugu-hakki-anayasa-mahkemesi-aym-ve-aihm-kararlari.html

http://webftp.gazi.edu.tr/hukuk/dergi/18_2_10.pdf

http://yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/yayinlar/beozgur.html

https://tr.wikipedia.org/wiki/Galileo_Galilei

https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tc_anayasasi.maddeler?p3=26

https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2020/01/.Korkmaz-6.pdf

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/383109

https://iyikigormusum.com/cenneti-reddeden-adam-martin-luther-king

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuk Hakları ve Günümüzdeki İhlalleri

Türkiye'de Göçmen Kadınlar