İnsanlık Ayıbı Mobbing ve Hukuki Değerlendirmesi
İnsanlık Ayıbı Mobbing ve Hukuki Değerlendirmesi
Yazar: İbrahim Çavuş
Süleyman Demirel Üniversitesi
Mobbing yani Türkçe ifadesiyle “bezdiri”,
güncel Türkçe sözlükte “İş
yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp,
çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak
yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlanmaktadır.
Psikolojik taciz olarak da
tanımlayabileceğimiz mobbing, son yıllarda insanlar arasında ayrım
yapılmaksızın birçok kesim çalışanına uygulanıyor. Özellikle başarılı, zeki,
diğer meslektaş ve arkadaş gruplarının arasından hızlı şekilde sıyrılabilen kişiler mobbinge en çok maruz
kalan kısım olarak öne çıkıyor. (Çobanoğlu, 2005:36)
Kendisini başka insanlara psikolojik taciz
uygulamaya haklı gören insanların ise; korkak, narsist, benmerkezci, duygusal
zekadan yoksun kişiler olarak öne çıktıkları görülmektedir. (Çobanoğlu,
2005:36)
Saldırgan tutumlar,
işveren baskısı, çatışma durumları, gruplarda gereksiz ve sığ olarak lanse
edilip dışlanma ile devam eden mobbing süreçleri en sonunda okul
değişiklikleri, işten çıkarılmalar, istifalar, emeklilik istemleri ile son
bulur.
Mobbing kavramı ile beraber toplumun
geneline yayılan mutsuzluk, intiharlar, boşanmalar, düzensiz aile ilişkileri
mobbing kavramının ne kadar ciddi ve önlem alınması gereken bir durum olduğunu
kanıtlamaktadır.
Mobbing kavramı, ülkelerin birçoğunda olduğu
gibi bizim mevzuatımızda da ayrıca düzenlenmiş değildir. Mevzuatımızın çeşitli
bölümlerinde mobbinge uygulanabilecek hükümler bulunur.
Anayasamızın
17.maddesinin 1.fıkrası “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve
geliştirme hakkına sahiptir.” hükmü ile yine 17.maddenin 3.fıkrası olan “Kimseye
işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya
veya muameleye tabi tutulamaz.” hükmü mobbing kavramını yasaklayan hükümler
olarak kabul edilebilir. Özellikle 3.fıkrada belirtilen insan haysiyetiyle
bağdaşmayan muameleler arasına yoğun mobbing uygulamalarının da dahil edilmesi
gerekmektedir.
4857 sayılı İş Kanunumuzun 24.maddesi
işçinin haklı nedenle derhal fesih gerekçelerini düzenlemektedir. Söz konusu
maddenin 2.fıkrasının b ve c bentleri iş yerinde yaşanabilecek mobbing
kavramlarına örnekler vermektedir. 2.fıkranın b bendinde “ İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna
dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel
tacizde bulunursa.” Ve c bendinde “İşveren işçiye veya ailesi
üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi
veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır,
sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir
suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad
veya ithamlarda bulunursa.” hükümleri mobbing kavramının iş yerlerinde
yaşandığını ve kanun koyucunun bu durumlarda işçiye haklı fesih hakkı
tanıdığını göstermektedir. Özellikle b bendinde yer alan cinsel taciz ve c
bendinde yer alan işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı ağır ithamlarda
bulunma hükümleri mobbing kavramının en çok öne çıkan çirkinlikleridir.
Yine İş Kanununun 5.maddesi; işverenin işçilere eşit davranma yükümlülüğünü ortaya koymaktadır.
6098 sayılı
Borçlar Kanunumuzun 417.maddesi “işçinin kişiliğinin korunması” başlıklıdır.
Maddenin ilk fıkrasında da belirtildiği üzere “işveren, … özellikle
işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış
olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla
yükümlüdür.” Kanunun 417.maddesinde de görüldüğü gibi psikolojik taciz yani
mobbing ifadesine karşı kanun koyucu, işverenlere bir görev yüklemiş
durumdadır. Bu hükmün ne kadar
uygulandığı ise tartışmalı bir durumdur.
Tespit edebildiğimiz ya da edemediğimiz
başka düzenlemeler varsa bile, toplumun genelinde huzursuzluk yaratan, kötü sonuçlar
doğurabilen bu insanlık ayıbının önlenmesi için yeterli değildir. Hukukun
önlemesi gereken önemli konulardan birisi olan mobbingin ayrı bir kanun ile
“psikolojik taciz” olarak tanımlanması, çalışan haklarının korunması için
kanunda belirtilen hükümleri ayrıntılı açıklayan mobbingle mücadele
yönetmeliklerinin çıkarılması, mobbing dolayısıyla psikolojik sıkıntılar
yaşayan çalışanlara yönelik maddi ve manevi desteklerin sunulması önemlidir.
Nitelikli çalışma ortamlarının sağlanması, daha iyi şartlarda çalışma imkanı
bulan milyonlarca insanın üretim ve hizmet sektörlerine “baskıdan uzak” olarak
dahil olmaları ülkemizin ulaşmak istediği seviyeye çıkmasını da hızlandıracaktır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
bünyesinde oluşturulabilecek ekiplerle sahanın bizzat bakanlık eliyle
denetlenmesi ve tespit edilen psikolojik taciz vakalarının adlî ve idari olarak
cezalandırılmaları önemlidir.
Bakanlık bünyesinde oluşturulacak bir
“mobbingle mücadele destek ve şikayet hakkı” insanların sıkıntılarını
aktarabilecekleri bir çözüm yolu olacaktır. Aynı şekilde e-başvuru başta olmak
üzere bakanlık bünyesinde oluşturulacak şikayet birimleri mobbingle sürdürülen
mücadelenin kazanılmasına katkı sağlayacaktır. Söz konusu sayılan şikayet
hattı, şikayet birimlerine başvuru gibi çözümler sadece mobbing vakalarına özel olarak
kurulmalıdır.
İş ve meslek örgütlerinin üyelerine yönelik başlatacakları eğitim organizasyonları yanında sosyal medya platformlarında ve televizyon reklamlarında özellikle büyük şirket ve holding sahiplerinin rol aldığı tanıtımlar yapılması topluma net mesajlar verilmesini sağlayacaktır.
Sonuç
Modernleşen dünyanın önemli sorunlarından
mobbing, Türkçe ifadesiyle bezdiri; önlenmesi gereken ve hızla yayılan bir
hastalıktır. Farkında olmasak da sosyal yaşamın ve toplumun temelinin
sarsılmasına yol açan mobbingin dünyanın birçok ülkesinin mevzuatında olduğu
gibi ülkemizde de açık şekilde tanımlanıp, herhangi bir müeyyide ile
cezalandırılmamaktadır. İçinde yaşadığımız dünyada her bir bireyin başka bir
canlı ya da cansız varlığa uyguladığı şiddetin bu derece yoğunlaştığı
günümüzde, şiddet olaylarının nedenlerinden olan mobbing acilen mevzuatımızda
tanımlanmalı ve gereken her önlem alınmalıdır. Öneri olarak sunmuş olduğum
tedbirlerin yanında işin uzmanlarının düşünecekleri daha kapsamlı ve önleyici
tedbirlerin de hayata geçirilmesiyle mobbingin önlenmesi konusunda yol
katedebiliriz.
Küçük yaşlardan itibaren insanlara “saygı”
kavramının öğretilmesi ve bu kavramın korunup geliştirilmesi mobbing gibi
sorunlar başta olmak üzere birçok sorunun önüne geçmemizi sağlayacaktır.
Okul hayatından, çalışma
hayatına yaşamımızın her döneminde karşılaşabildiğimiz mobbing'in en kısa
sürede çözümlenmesi dileğiyle…
*İlgili Komisyon Raporu: https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/kefe/docs/komisyon_rapor_no_6.pdf
Kaynakça
(Arş. Gör. Ümit Güveyi, Memur Disiplin Hukukunda Mobbing) https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/789328
(Yard. Doç. Dr. Rozi Mizrahi, Çalışma Hayatında Mobbing İle Mücadele Yöntemleri) https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/206013
(İş Kanunu) https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=4857&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
(Av. Şamil Demir, Mobbing Olgusunun Hukuki Değerlendirmesi) https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/397572
Yorumlar
Yorum Gönder