HUKUKTA ALTERNATİF ÇÖZÜM YOLLARI
Zaman akıp gidiyor ve takvimden her gün bir yaprak daha düşmeye devam ediyor. Ve akan zamanda insanlar var olduğu sürece birbirleri ile aralarındaki sorunlar da daima var olacaktır. İnsanların bu sorunları çözmek için bir çok yola başvurabilme şansları vardır. Sorunu olan ve çözüme kavuşamayan her insanın ilk aklıma devlet mahkemeleri gelmektedir. Bu düşünce de bir yanlışlık yok, mahkemeler de bu sorunları gidermek için vardır elbette fakat her sorunun mahkemeye gitmesi demek yargıda iş yükünün artması ve artan iş yüküne paralel olarak yargılama sürecinin uzamasına neden olacaktır.
Hukuki uyuşmazlıkların çözümünde başvurulan yerel mahkeme faaliyetlerinin uzun sürmesi, maliyetlerinin fazlalığı gibi nedenler, uyuşmazlıkların çözümünde alternatif yollar aramaya sevk etmiştir. Böyle bir sorunun oluşmasına engel olmak adına “ADR” olarak adlandırılan alternatif çözüm yolları oluşturulmuştur. Alternatif çözüm yolları, tarafsız bir üçüncü kişinin taraflara, uyuşmazlığı çözme konusunda yardımcı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ortadan kaldırılması için çözümler ürettiği, devletin yargı organları yanında varlığını sürdüren ve seçimlik nitelik taşıyan uyuşmazlık çözme yöntemleridir. Alternatif çözüm, aslında yargı sistemi ile rekabet içinde olmadığı gibi, amaç yargıyı ortadan kaldırmak da değildir. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin, yargının yerine işleve getirilmek istenen bir merci olmadığını belirtmek isteriz.
Alternatif çözüm yollarının en büyük amacı yargının işleyişine yardımcı olmaktır ve tarafların ortak bir payda da buluşmasına zemin hazırlamaktadır. Bu yüzdendir ki alternatif çözüm yolları söz konusu olduğunda kazanan ya da kaybeden taraf söz konusu değildir amaç iki tarafın da kazanmasını sağlamaktır.
Uzlaştırma, uzun süren birtakım yargısal faaliyetlere gerek kalmadan suçlu ve mağdurun anlaşmalarına imkan sağlar. Bazı durumlarda suçlunun bir cezaya mahkum edilmesi yerine, suçlunun mağdurun zararını tazmin etmesi veya mağdurdan özür dilemesi gibi edimleri yerine getirmesi her iki taraf açısından avantajlı olabilmektedir. Böylece suç sahibi kişi,bir cezaya mahkum olmanın olumsuz etkilerinden kurtulmuş olacak ve mağdurun suçla birlikte meydana gelen maddi ve manevi zararları da hızlı ve etkili biçimde giderilmiş olacaktır sonuç olarak iki tarafta meydana gelen olaydan en az zararla ve en fazla yararla evine dönmüş olacaktır. Uzlaştırma müzakereleri sona erdiğinde uzlaştırmacı tarafından Uzlaşma Raporu hazırlanır.
Konu işçi ve işveren olduğunda işleyişte biraz değişiklik oluyor. İşçi ve işveren arasında da tercihe bağlı olarak arabuluculuk ve uzlaşma meydana gelebiliyordu fakat yeni düzenlemelerden sonra bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline gelmiştir.
Böylece işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Fakat iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit ve itiraz davalarında bu şart yoktur. Bu gibi durumlarda arabuluculuk hizmetine başvurmadan doğruca mahkemeye başvuru yapılabilmektedir. Arabuluculuk hizmeti sayesinde işçi ve işveren arasında uzlaşmacı bir kültür alt yapısı oluşturulmaya başlandığı söylenebilir. Böylece hak sahipleri çoğu maliyetli ve uzun zamanlar alan davalar silsilelerinden önce arabuluculuk hizmeti sayesinde hem maliyetten hem de zamandan tasarruf etme şansları oluyor.
KAYNAKÇA
https://www.ekinhukuk.com.tr/uzlastirma-nedir/
https://www.kilinclaw.com.tr/turk-hukuk-sisteminde-alternatif-uyusmazlik-cozum-yontemleri/

Yorumlar
Yorum Gönder