Sosyal Medya ve Kişisel Veriler

 Sosyal Medya ve Kişisel Veriler

Yazar: Mustafa Berk Demir, Dilara Doğan

   Günlük yaşantımızın neredeyse yarısından çoğunu sosyal medyada geçiriyoruz.“We Are Social” ve “Hootsuite’in” birlikte yayımladığı 2020 Türkiye İnternet Kullanımı; Sosyal Medya, Mobil Kullanım ve E-Ticaret İstatistiklerine bakarsak ortalama olarak internette 7,5 saat, sosyal medyada 3 saat vakit geçiriyoruz. Yani zamanımızın neredeyse dörtte birini bu mecralara ayırıyoruz. Bu kadar zaman ayırdığımız mecraların bazılarında (Sosyal Medya) bir düşünce ifade ediyoruz.



Sosyal Medyada kendimizi korumak için neden bir kanuna ihtiyaç duyuyoruz?

   Sosyal medya bir sanal ortam olduğu için insanlara gerçek hayat gibi gelmiyor ve bunun en büyük sebebi fazla özgür olmamız. Dilediğimiz kişilere düşüncelerimizi söylüyoruz ve bu düşüncelerimiz insanların kişilik haklarını ihlal edecek düzeye geliyor. Sosyal medyayı kullanan kötü niyetli kişiler terör propagandası, dolandırıcılık ve belli başlı siber suçlarla insanları mağdur durumuna düşürüyor. İnsanlar mağdur duruma düştüğü için devlet tarafından bu alanda da koruma istiyor. Yavaş yavaş sosyal medya kanunların hayatımızda daha fazla yer alacağından emin olabiliriz.

Ünlü düşünürün de dediği gibi: 

“Bir kişinin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter”

Türkiye'de Bilişim Hukuku

   Teknolojinin her geçen gün ilerlemesiyle her geçen gün farklı suç türleri ortaya çıkarmaktadır. Bu kapsamda değişime ve gelişime en açık olan suçu ise bilişim suçları oluşturur. Globalleşen dünyada yeni bir teknolojik gelişme bütün dünyaya yayılmaktadır. Bunun sonucunda da ülkemizde de gelişen teknolojiye bağlı olarak yeni bilişim suçları ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'de de bilişim suçlarına yönelik tek bir kanun yoktur. Onun yerine mevcut kanunlara bilişim suçlarıyla ilgili hükümler eklenmiştir.
Türk Ceza Kanununun 243. 244. ve 245. maddelerinde bilişim suçları müstakilen düzenlenmiştir.

Türkiye'de İnternet Hukuku

Bilişim deyince bunun en önemli ayaklarından bir tanesini de internet oluşturmaktadır.. Türkiye'de internet ile ilgili en kapsamlı düzenleme 2007 yılında "5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" ile yapılmıştır

5651 sayılı Kanun ile ilk defa;

İnternet aktörlerinin (içerik sağlayıcı, yer ve erişim sağlayıcı, toplu kullanım sağlayıcı) tanımı yapılmış ve bu aktörlerin hak ve sorumlulukları belirlenmiştir..

Yasada suçlar bakımından erişimin engellenmesi usul ve esasları düzenlenmiştir..

İnternet ortamında yayınlanan içerik nedeniyle haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilere ilişkin; içeriğin yayından çıkarılmasını sağlama ve cevap hakkı uygulamalarına ilişkin usul ve esaslara yer verilmiştir..

Konusu suç teşkil eden (ve/veya küçükler için zararlı olan) içerik kapsamında filtreleme usulü öngörülmüştür..

Türkiye'de internet ortamındaki yayınlardan kanunda belirtilen katalog suçlara ilişkin şikâyetlerin yapılabileceği internet bilgi ihbar merkezi (ihbarweb.org.tr) kurulmuştur.


Türkiye'deki Sosyal Medya Yasası,

   Kamuoyunda "sosyal medya yasası" olarak bilinen ve 1 Ekim 2020 tarihli "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile suç oluşturan kısmi içeriğin çıkarılmasının mümkün olduğu durumlarda erişimin engellenmesi kararı yerine içeriğin çıkarılması kararı verilebilecek. Bu yasa ile sosyal mecralardaki kişilik hakları, bilgi hırsızlığı vb. suçların önüne geçilecek.







Kişisel Verilerimiz Nelerdir?

Kişisel veri, gerçek kişiye ait her türlü bilgidir. Kişisel verilere şunları örnek verebiliriz:

-Kişinin hobileri

-Telefon numarası

-Araba plakası

-Ses kayıtları

-Video kayıtları

- Parmak izi

-Pasaport numarası

-Özgeçmiş kayıtları

Başkaları tarafından öğrenilmesi sonucunda kişiyi mağduriyete sürükleyen ve ayrımcılığa maruz bırakan verilere özel (hassas) veriler denir. Kişinin özel verilerine şunları örnek verebiliriz:

-Dini

-Irkı

-Genetik verileri

-Siyasi görüşü

-Cinsel hayatı

-Ceza mahkumiyeti

-Dernek üyeliği

-Felsefi inancı

   Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile birlikte kişiler birçok platformda verilerini isteyerek veya istemeyerek başkalarıyla paylaşırlar. Bu veriler çeşitli platformlar tarafından işlenir ve avantajlı bir şekilde kullanılabileceği gibi tam aksine kötü ve kişiyi mağdur edici şekilde de kullanılabilir. Tam bu durumda devreye 24/03/2016 kabul tarihli ve 6698 kanun numaralı KVKK yani “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” girer. Bu kanunun amacı ilk maddesinde:
“MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir.” şeklinde belirtilmiştir.
Bu kanun hak ehliyeti olan bütün tüzel ve gerçek kişileri kapsar.

KVKK kapsamında kişisel verilerin korunmasını sağlayan ve denetleyen, 9 kişiden oluşan “Kişisel Verileri Koruma Kurumu” kurulmuştur. Bu 9 kişiden oluşan kurulun 4 üyesi Cumhurbaşkanı tarafından kalan 5 üyesi ise TBMM’deki siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında, parti gruplarının aday gösterdiği kişiler arasında seçilir.
Bu kurumun görevlerine şunları örnek verebiliriz:
- Kişisel verilerin korunması ile ilgili kararlar verir.
-Kişisel verilerle ilgili uluslararası gelişmeleri izler ve bu gelişmeleri değerlendirir.
- Kişisel verilerle ilgili şikayetleri dinler.
-Gerektiğinde maddi yaptırım uygulayabilir.

İnternet Ortamında Özel Hayatımın Gizliliği İhlal Edildi. Ne Yapmayalım?

Bu husus, 5651 sayılı Kanunun 9/A maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre:
(1) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Kuruma doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir.
(2) Yapılan bu istekte; hakkın ihlaline neden olan yayının tam adresi (URL), hangi açılardan hakkın ihlal edildiğine ilişkin açıklama ve kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgilere yer verilir. Bu bilgilerde eksiklik olması hâlinde talep işleme konulmaz.
(3) Kurum, kendisine gelen bu talebi uygulanmak üzere derhâl Birliğe bildirir, erişim sağlayıcılar bu tedbir talebini derhâl, en geç dört saat içinde yerine getirir.
(4) Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır.
(5) Erişimin engellenmesini talep eden kişiler, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğinden bahisle erişimin engellenmesi talebini talepte bulunduğu saatten itibaren yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin kararına sunar.

Hâkim, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edilip edilmediğini değerlendirerek vereceği kararını en geç kırk sekiz saat içinde açıklar ve doğrudan kuruma gönderir; aksi hâlde, erişimin engellenmesi tedbiri kendiliğinden kalkar.”

   Kısaca, erişimin engellenmesini talep ederek Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) başvuran kişiler, başvurularının BTK tarafından kabul edilmesini takip eden yirmi dört saat içinde özel hayatın gizliliğinin ihlaline gerekçe olarak bildirdikleri tam internet adreslerini (URL) sulh ceza hakiminin kararına sunması gerekmektedir.

   Kişisel verilerin korunması ve saklanması konularında atılması gereken adımlar olduğunu görüyoruz. Özellikle küresel mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın Facebook şirketiyle 8 Şubat'tan itibaren başlamayı planladığı ancak gelen tepkiler üzerine ileri tarihe aktardığı kişisel veri paylaşım ilkelerindeki değişikliklerle gündeme gelen “ülkemizin verilerinin ülkemiz sunucularında saklanması” gerekliliğini önemli buluyoruz.

Kaynakçalar:
Yazı Kaynakçası
















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuk Hakları ve Günümüzdeki İhlalleri

Düşünce Özgürlüğü

Kadın Hakları ve Kadına Şiddet