Arap Baharı ve Etkileri

 

       Arap Baharı ve Etkileri

Yazar: Kemal Akgül

Süleyman Demirel Üniversitesi 


   Her Arap içinde düşkün bir kahramanın ruhunu taşır ve kendisini hiçe sayanlara karşı intikam arzusuyla yanıp tutuşur. Birisi ona bunu vaat ederse, hem beklenti hem de güvensizlikle kulak kabartır ona. Ama kısmen ya da simgesel biçimde de olsa, bu fırsat sunulursa ona, coşar.

-Amin Maalouf


   Kimse yarının ne getireceğini bilemez ve tahmin dahi edemez. Takvim yaprakları 17 Aralık 2010’u gösterdiğinde dünya ve hatta Tunuslu halk için bile sıradan bir gündü fakat bir tek “Muhammed Buazizi” için düzensizliğin ve adaletsizliğin doruk noktasına ulaştığı gündü. Bir tek insan neler yapar neler yapamaz tartışılabilir fakat Prof.Dr.Necmettin Erbakan’ında dediği gibi “Bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar.” Belki o gün Muhammed Buazizi’nin amacı baharı getirmek değildi fakat valiliğin önünde yanan alevler içinde etkisi hâlâ sürecek bir baharın ilk çiçeği açtı.

   Arap Baharı’nın arkasında; ekonomik zorluklar ve halkların demokrasi talepleri yer almaktadır. Söz konusu ülkelerde gelir dağılımındaki dengesizlikler, yaygın fakirlik, yolsuzluklar, yozlaşmış yönetim sistemleri, kayırmacılık, yönetimin babadan oğula geçmesi ve halkın ülke yönetiminde söz sahibi olamaması sorunun diğer nedenlerini oluşturmaktadır. Özellikle eğitimli gençler arasındaki yüksek işsizlik oranı, toplumsal gerilimlere neden olmuştu.

   Bütün yolsuzluk ve ekonomik olumsuzluklara rağmen olayların çıkış sebebinin salt ekonomik kaynaklı olduğunu söylemek çok da doğru bir bilgi olmuş olmayacaktır. Sosyo-kültürel unsurlar da ayaklanmada çok önemli rol oynamıştır. Bölge ülkelerinin çoğunda, sınıflar arası uçurum sonucu ortaya çıkmış bulunan işsizlik, yolsuzluk, rüşvet, kayırma, gecekondu, temiz su, elektrik, yol, sağlık ve eğitim sorunların önem teşkil eden boyutlara ulaşması insanları tabiri caizse çileden çıkartmıştır. Bölgenin nüfus yapısı incelendiğinde hızla artan genç nüfus oranı oldukça çarpıcıdır. Bu oranlar göz önünde bulundurulduğunda işsizlikten en çok iyi eğitimli ve beklentisi yüksek genç nüfusun olumsuz etkilendiği de ortadadır. 

   Bölgede, doğal kaynaklardan elde edilen yüksek gelirin, sadece belirli bir kesimin kontrolü altında tutulması ve bu kesimin, halkın demokrasi ve refah artışı taleplerini göz ardı etmesi, toplumsal gerilimi üst düzeye taşımıştır.

   Bölgede var olan yüksek miktardaki doğal kaynağa rağmen ülke halklarının yaşadığı fakirlik ve işsizlik, ülkelerde gerilimi arttırmış, insanları daha fazla özgürlük, demokrasi ve daha iyi yaşam koşulları talebiyle sokaklara dökmüştür.

   Özellikle üniversite mezunu gençler arasında yaşanan yüksek işsizlik oranları, gençlerle ülke yönetimlerini karşı karşıya getirmiştir. Bilgi iletişim teknolojilerini ve özellikle sosyal medyayı iyi kullanabilen eğitimli gençler hızla organize olarak, olayların büyümesini ve bölgeye yayılmasını sağlamıştır.

   Olaylar hızla büyürken bölgede ki tüm ülkeler etkilendi fakat büyük çapta ki olaylar Tunus, Libya, Mısır, Yemen, Suriye, Bahreyn ülkelerinde meydana geldi demek yanlış olmaz. Fakat hiçte yok sayılmayacak olaylar ise Cezayir, Fas, Irak, İran, Kuveyt, Lübnan meydana gelmiştir.

Kaynakçalar
Yazı Kaynakçası:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuk Hakları ve Günümüzdeki İhlalleri

Düşünce Özgürlüğü

Kadın Hakları ve Kadına Şiddet