Tartışılan Bir Yaptırım: İdam
Yazar: Halime Hatun Sicimli
İdam kelime anlamı olarak suçlunun ölümüyle sonuçlanan ceza, ölüm cezası olarak belirtilmiştir. (TDK Sözlük) Ölüm cezasının infazla
sonuçlanmasıyla birlikte idam gerçekleşir. Önceleri birçok toplumda ölüm cezası
sıklıkla uygulanırken günümüzde oldukça sınırlıdır. Ölüm cezasının uygulandığı
toplumlarda hedef olarak gözetilen husus toplumdaki karışıklıkları
bastırmaktır. Ancak ölüm cezası oldukça tartışmalı bir konudur.
Cezalandırma her şeyin sonucu olmadığı gibi, suçun
karşılığında da son çaredir. “Caydırıcılık”
ve “ıslah” cezanın temel
fonksiyonlarındandır. Caydırıcılık
hem fail hem de toplum için oldukça önemlidir. Keza ıslah da suç işleyen
kimsenin, failin topluma kazandırılması için etkin bir noktadır. Bazı kesimlere
göre ölüm cezasının caydırıcı olduğu düşünülse de ölüm cezasının caydırıcı
olmadığı gerçeği vardır.
Ayrıca "Ceza
neticeleri itibariyle tamiri ve geri alınması kabil olmalıdır" ( Barolar Birliği dergisi) "Tamiri
kat’i surette imkânsız yegâne ceza “Ölüm Cezası”dır. (Emin Artuk, “Ölüm Cezası”, Jale
Akipek’e Armağan, Selçuk Üniversitesi Hukuk)
Uluslararası hukukta da
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi yaşam hakkını en temel hak olarak ele
alır ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 2002 tarihli 13 numaralı ek protokolü
ile hem barış hem de savaş koşullarında idam cezasını yasaklar.
Ölüm Cezasının Türleri
Zehirleme: Tarihteki en bilindik örneği baldıran zehriyle
Sokrates’in idam edilmesidir.
Recm:
Taşlayarak öldürme olarak bilinen recm İran’da
halen uygulanmakta.
Boğdurma:
Osmanlı hanedanından olanların kanını akıtmadan öldürmek için uygulanmıştır.
Kılıçla
İdam: Osmanlı halkını, hanedandan olmayan devlet adamlarını öldürmek için
kullanılan yöntem.
Kurşuna
Dizme: Afganistan, Beyaz Rusya, Etiyopya, Kuzey Kore, Nijerya, Yemen, Vietnam,
Endonezya ve Çin gibi ülkeler halen kullanılan bu yöntem, özellikle savaş
zamanında kullanılmıştır.
Giyotin: Fransız
Devrimi’nin ilk yıllarında infazı daha insancıl hale getirme amacıyla üretilen,
başı gövdeden ayıran mekanizma. Fransa, Almanya, İsveç, Avusturyada uygulanmıştır.
Elektrikli
Sandalye: İlk olarak ABD’de uygulanan yöntem, yine daha insancıl bir infaz için
kullanılmıştır.
Asarak İdam: En sık başvurulan idam
yöntemidir. İnfaz edilecek suçlu “idam sehpası” üzerine çıkarılır. Suçlunun
boynuna ip geçirilir ve sehpa itilerek suçlu boşlukta kalır, boğularak ya da
boynu kırılarak ölür. Türkiye, ABD, Arnavutluk, Irak, İran, Japonya gibi
ülkelerde uygulanır.
Ölüm Cezası Uygulanan Ülkeler
Uluslararası
Af Örgütü’nün açıkladığı veriler ışığında 2019 itibariyle ölüm cezalarının
oldukça azaldığını gözlemliyoruz. Ancak
Suudi Arabistan, Irak, Güney Sudan ve Yemen’de ise geçen senelere kıyasla
2019’da ölüm cezasının uygulanma sayısı ise bir hayli fazla. Şeffaf olmayan uygulamaları ile ölüm cezası
uygulayan ülkelerde başı çeken ülke ise Çin olmuştur…
Dünyada 140 ülkede şu an ölüm cezası uygulanmıyor.
Dünya üzerinde ölüm cezasını uygulamış ya da halen uygulayan
ülkelere bakmak gerekirse; Çin, ABD, Mısır, Suudi Arabistan, Libya, Sudan, Hindistan gibi ülkelerde yürürlükte ve uygulanıyor. Rusya Federasyonu, Fas, Güney Kore başta olmak üzere çeşitli ülkelerde ise yürürlükte olmasına rağmen uygulanmıyor.
Ülkemizde İdam
Türkiye Cumhuriyeti’nde idam 1984’ten beri idam fiilen
uygulanmasa da kesin olarak 2004’te kaldırılmıştır. Ayrıca Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13
sayılı ek protokolüne de imza atmıştır. Bu protokolde ölüm cezasının tamamen
kaldırılması hükmünden bahsedilir.
Türkiye Cumhuriyeti’nde 1920'de Meclisin kuruluşundan, 1984'te ölüm
cezalarının fiilen kaldırılmasına kadar geçen 64 yıllık dönemde, Türkiye Büyük
Millet Meclisi tarafından onaylanan ve infazı gerçekleştirilen ölüm cezası
kararı sayısı 712'dir. Bunlardan 15'i kadın hükümlüdür. Ancak bu rakama
İstiklal Mahkemeleri'nin, Meclis’i devre dışı bırakarak aldığı idam kararları
dahil değildir. Meclise gelmeden İstiklal Mahkemeleri tarafından verilen en az
1500 - 2000 civarında idam kararı bulunduğu tahmin edilmektedir.
İdam
ülkemizde sürekli tartışılan bir husus olmakla beraber, Anayasalarımızda temel hak ve özgürlüklere
genellikle yer verilse de uygulanan idam cezasıyla ihlal edildiğini
görebiliriz. Özellikle darbeler sonrası…
Türkiye'de ölüm
cezası 2002 yılına kadar 4 yasada, 41 ayrı madde ile düzenlenmekteydi. İdam
cezası Türk Ceza Kanunu (TCK) , Askeri Ceza Kanunu, Orman Kanunu, Uyuşturucu
Madde Kaçakçılığı ile Mücadele Kanunu'nda düzenleniyordu. İdam cezası 1995'teki
siyasi nedenlerle orman yakma eylemlerinin yaygınlaşması üzerine ek bir madde
ile Orman Kanunu'na da girmişti.
Yazıda da belirttiğim gibi ceza, suçun karşılığı
olarak son çaredir. Cezalandırmanın temel fonksiyonunun caydırıcılık ve ıslah
gibi unsurlar olduğunu da biliyoruz.
Ancak geri alınması mümkün olmayan idam cezasının caydırıcı olduğunu
savunan görüşler olsa da bu mümkün değildir. Kaldı ki suçluların ıslah edilmesi
noktasında da ölüm cezasının hiçbir işlerliği yoktur.
Bütün bunların yanı sıra her ne saîkle
işlenmiş olursa olsun, işlenilen suçun karşılığı olarak verilecek idam
cezasının insanlık dışı bir uygulama olduğunu kabul edebiliriz, keza idam
cezası ile en temel hak olan yaşam hakkı ihlal edilmiş olur.
Bu hususlar neticesinde, ölüm cezasının
bir çözüm olmadığı gibi, oldukça da yanlış bir yöntem olduğu kanaatindeyim.
Kaynakçalar:
Resimler
Yazılarda Yararlanılan Kaynaklar:
Yorumlar
Yorum Gönder